Evet; yine “beklemekten bir sey olsaydı eğer korkuluktan
vali olurdu.” sözünün gaza getirmesinden mütevellid mükemmel hareketler
içerisine giriyorum. Adeta kaledeki Hayrettin’im, öyle şovlar içerisinde
ruhum. Tek istediğim gol olmasını engellemekken, ben topla güneşlenirken
kendimi sıcak kumsallarda buluyorum. Ambiyansım farklı, bana göre
egzotik-romantik-ubersonic ama dışardan bakan göz için minibüsteki sahte parayı
bulan fosforlu mor ışık belki bilemedim. yine de bence çok yakışmıştık.
İstediğim şeyler istediğim zamanda olmayıp kafasına göre
zamanlarda oluyor. Dolayısıyla o zaman benim istediğim zaman olmadığı için
dolayısıyla istediğim şeyler istediğim zamanda olmamış oluyor. Ya. Zıt erenköy.
Kalırsın işte öyle. Sonra sevcan neden böyle. Çünkü … neyse. Ağzımızı kötüye
alıştırmayalım.
Neyse, sağlık olsun. Beni de Allah böyle yaratmış, hep
bilmediğim yerlerden sormuş. Aslında bu yazının amacı “çok istedim, olmadı”
yazısı. Ama ben yine bağlayamıyorum. Neyse, çok güzeldi, çok hoştu, pek de yakışmıştık. Rüyaya dalmak
üzereyken aniden düşer gibi olduğum o anlar gibiydi içim en iyi
açıklayabildiğim şekilde. bir kaleci Hayrettin kadar olamadı yine de. Olmadığı zaman
olmuyor. Bu sefer neden olmadı hayrettin??
"kireç
buz tutmuştu...sahaya sis inmişti...rüzgar ters esmişti...top fizik
kurallarına ayrkırı bir açı aldı...kısmetsizlik..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder