6 Mayıs 2012 Pazar

Sevgili dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim, pek muhterem saygıdeğer büyüklerim;

Bu yazıyı, sabah uyandığımda fark ettiğim bir gerçek üzerine yazıyorum. Yakın bir gelecekte, çok sevdiğim arkadaşımın düğünü olacak. Bundan sebep diktireceğim kıyafet için hazırlıklara başladım. Birkaç kıyafet beğendikten sonra, terzime iletmek için beden ölçülerime bakayım dedim, hikayemizde bir önem teşkil etmediği için ölçülerimi buraya yazmıyorum. Yalnız şunu fark ettim ki, ölçülerim 2 sene önce abimin düğünü için diktirdiğim kıyafetin ölçüleriyle birebir aynıydı. Önce yüzümde salak bir gülümseme, arkasından bir aydınlanma vuku buldu. İnsanların hayatları değişiyordu, en basitinden bambaşka bir evde, bambaşka bir adam veya kadınla ve muhtemelen ömürlerinin sonuna kadar yaşayacaklardı, fakat benim basenlerim bile aynı kalmıştı. Ne ekstradan bir cheesecake basenlerimde 'ooh burası rahatmış ya' diye konuşlanmış, ne de geçen 2 senede fazladan 1 kilometre yürümüştüm belki de. Olumlu bir yanı da yok değildi elbet, en azından evren bir şey vermediği gibi bir şey de götürmüyordu ama... Hep bir ama vardı elbet.

Neyse sevgili dostlarım. Güzel günler geçirdik vesselam. Güzel şarkılar dinledik, güzel yerlerde oturduk, gezdik, yedik, içtik. Açıkçası bunun bir sandalye kapma oyunu olduğunu hiç düşünmemiştim. herkes eğlenirken, duran müziklerde sandalyeler kapıldı. Müzik tamamen bittiğinde, hafif yorulmuş bir halde yüzümde aptal bir gülümsemeyle sandalyelerde kucak kucak oturan çiftlere bakacağım sanırım, oysa güzel eğleniyorduk be, ne ara bitti? Müziğe kaptırmışım sanırım kendimi.

Yalnız şunu bilin isterim ki; ben o düğün bu düğün koşturdum, hepsine elimden geldiğince farklı kıyafetlerle iştirak etmeye çalıştım. "Yarım mı çeyrek mi tam mı" sorunsalını köfte ekmekte bilmişken, ömrümü kuyumcularda harcamaya başladım. Sevdiğim adamların konserlerinde bile fazla dans etmekten utanırken, olur olmaz düğünlerde gogol bordello çalarken kendimi halay çeker buldum. Gelin çiçeği attığında önce ilgilenmiyormuş gibi davranıp sonra son 100lükte atağa kalktım. Bunları yaptım ve düğün gecesinde seksi geceliklerinizle devlet izniyle sevdiceğinizin şefkatli kollarında huzur dolu uyuyan siz oldunuz, ben de tavşanlı mı yoksa minnie mouselu mu geceliğimi giyeyim bilemeden kararsız dakikalar yaşadım.

Heh şunu bilin isterim ki, Allah  baba size çok günah yazacak. Eşek değilsiniz herhal ,iyisi mi bir yarım, çeyrek kapın da ziyaretime gelin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder