17 Şubat 2012 Cuma


Bir ilişkiyi başlatmak kadar bitirmek de çok zor. Hatta bitirmek daha zor, özellikle de ona aldığınız hediyenin hala kredi kartı taksitini ödemeye devam ediyorsanız… Hayır, yabancı filmlerden de almamışız hiçbir özellik, ayrılınca karton kutuya koyup eşyaları geri iade diye bir şey de yapmıyoruz. Herkes eski hediyelerin üstüne yatıveriyor aniden. Bak, söz veriyorum sevgilim ver sana aldıklarımı, söz bende o kıro solmuş çiçekleri, hacı yağı gibi kokan parfümleri, evde toz bezi olarak bile kullanmaya utandığımız, Rusların bile giymeye çekineceği leoparlardaki kıyafetleri iade ediciim söz. Benimse aldığım ps kollarından ahtapot, parfümlerden, losyonlardan da küçük bir freeshop açılır azizim. Sonuç hep aynı zaten, ayrılığın tokadını yemişken her ay evlat acısı gibi taksitleri ödemek…Millet ayrılıktan sonra Sezen Aksu şarkılarına ağlar, benimse kredi kartı reklamlarında gözlerim doluyor, dudağımda bir Azer Bülbül titremesi.
Bir de bunun ilişki içindeyken bir travması var. Yazarak her ne kadar sevmediğim şeyleri pat pat söylesem de yüzyüze gelince tamamen bir Safinaz olup çıkıyorum. “Aşkım, sana aldığım tshirtü neden giymedin hiç?” dediği zaman, kalbim sızlıyor, ertesi gün sevgili buluşmasına Afrika’dan fırlamış bir Hacı olarak gidiyorum. Koku, tam olarak bir Hacı yağı, sadece daha pahalı bir şişeye doldurulmuş. Üzerimdeki t-shirt’te yatan bir kaplan olmasını bir şekilde affediyorum ama gözlerindeki mavi taşları nereye sokayım afedersin, çözemiyorum. Hayır, yani adamın tarzı da bu değil, kesin annesiyle falan çıkmış alışverişe, annesi de güne giderken kendisine ne alıyorsa bana da ondan aldırmış. Tüm bunlar bir şekilde büyüyor, büyüyor içimde yine ayrılık aşamasına geliyor. Genellikle de bu dönemi kredi kartımın son taksit dönemine getirmeye özen gösteriyorum ki az acılı olsun.
Olmuyor, olmuyor bir türlü. Ben filmlerdeki gibi elinde çikolata kutusuyla aşk filmlerini izleyerek ağlayan bir Bridget  Jones ayrılığı yaşamak istiyorum oysa. Kredi kartı ekstresine ağlayanı değil. Ne yapsam ne etsem de kaderim bu sanırım. Ayrılıklarımın Adele’den someone like you kıvamına sokmaya çalışırken Alişan’dan ‘bu konulara girmeyelim, olay bitmiştir görüşmeyelim’ haline evrilmesi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder